Terror İnfinity 1-2

1 – 2 Hikaye, Bölüm

Tren yavaşça istasyonda durdu. Kiralık askerler dikkatli davranıyorlardı. Siyah Saçlı onları
izleyen ilk kişiydi. Gözlüklü kız, Zheng ve diğerlerine bakıp onları izledi. “Bir” onlardan
uzaklaştıkça, diğerleri de onları takip ediyordu. Trenin dışarısı bir istasyon idi. Zheng filmi hatırladıkça filmin başlangıcında yer altındaki laboratuvara girmek için önce Kozaya girmeliydiler.

Grup platformu izleyerek, laboratuvar girişine geldi; önlerinde demir bir kapı vardı. Kapıda
tesisi kuran şirketin amblemi bu yerin tehlikesi hakkında uğursuz bir şekilde yerde şekilde
duruyordu. Zheng ve diğerleri, kapıya kadar kiralık askerleri takip ettiler ve birden kırmızı etekli bir kadın;

“Bir”e dönerek “Sizlerin kim olduğunu ve burada ne yaptığınızı bilmek istiyorum” diye sordu.

“Bir” ona şöyle bir bakıp diğer kiralıklara el salladı. Çantalarından bazı araç gereçler çıkarmaya başlayıp kapıyı açmaya koyuldular. Kadına dönerek “Senin ve benim patronumuz aynı. Üstümüzdeki köşk Kozanın acil giriş kapısıydı. Kapıyı korumak için görevlendirilen güvenlik elemanlarısınız”

Zheng sahneyi hatırlıyordu. Burası Alice’in olaylara dahil olduğu yerdi. Filmi görmüş olup ardındaki gerçeği bilse bile bu sahnenin içinde olmak ona inanılmazlık hissi veriyordu.

Alice hislere boğulmuş gibiydi. Evlilik yüzüğünü okşayıp, fısıldayarak “ya bu ne?”

Matt “evliliğin sahteydi. Sadece Kozanın gizliliğini korumak için böyle ayarlanmıştı.”

“peki Koza ne?” Kiralık olmayan batılılardan biri cevapladı. Zheng bu adamı da tanıyordu.
Spence Sparks, Tüm olayların başlangıç sebebi oydu. T virüsünü çalmaya çalışan bir ticari
ajandı.

Bir, kiralıklardan birine döndü. ”Göster onlara”.

Başıyla evetleyerek diz üstü Bilgisayardan bir sahne göstermeye başladı.

“Racoon şehri en yakındaki yerleşim yeridir. Seni bulduğumuz köşk girerek, Kozaya
getirmesi için trene giriş hakkı kazandık.”

Bir arı kovanı şeklinde bir bina ekranda belirdi.

“Kovan yer altında olup Racoon şehrinin sokaklarının altında uzanmaktadır. Şemsiye
Şirketince işletilen çok gizli bir araştırma tesisidir… Şu anda bulunduğumuz yer
ise ısı sinyallerine göre belirlenmektedir.”

Birin açıkladığı gibi, diz üstünde yerimiz gösteriliyor. Kovanın tam üstündeki
istasyondayız. Zheng burasının güvenli olduğunu biliyordu, ama çok zaman geçmeden
burası ölüm bölgesine dönüşecekti.

“ya onlar?” dedi Alice. Zheng ve diğerlerini göstererek.

Zheng panikledi. Bu dünyada sadece ziyaretçi olduklarını düşünüyordu ve karakterler
onlarla iletişime geçemez sanıyordu. Sadece canavarlardan kaçacaklardı. Ana karakterin
onlarla konuşacağını kim bilebilirdi ki?

Bir; “Onlar da güvenlik biriminden. Şirkette kayıtlı dosyaları var. Ama şirkette verilen
emirler de bir hata olup olmadığını sormalıyım. Bir kişi harici herkes sıradan
normal insanlar burada.”

Sanırım Tanrının onlara verdiği kimlik burada oydu.

“iyi de neden bir şey hatırlamıyorum?” diye sordu Spence.

“Kovanın kendine ait bir savunma mekanizması var, Bilgisayar kontrollüdür. İçeriye
bir çeşit sinir gazı serbest kalmış. Gazın ana etkisi,4 saat içindeki hiç bir şeyi
hatırlatmayacak derecede bayıltıyor. İkinci etkisi ise ağır bir hafıza kaybı
yaşatmasıdır.”

“Ne kadar süreyle?”

“Kişiye göre değişir.1 saat ile 1 gün ya da hafta.”

Kiralık olmayan diğer batılı ise “yani burası saldırıya mı uğradı diyorsunuz?”

Bir ona bakarak “sanırım işler bundan biraz daha karmaşık.”

Zheng diğer karakterleri de fark etmeye başlamıştı. Matt Attison, Koza da
araştırmacı idi, kız kardeşi için buradaydı. Kardeşi şirketin T virüsünü
araştırdığını bulmuş ve devlete ulaşmaya çalışmıştı. İçerdeki bilgi kaynağı
Alice idi. Ama virüsü çalmadan önce, Spence virüsü çalmış ve ortalığa yaymıştı.
Daha sonra bundan etkilenerek zombiye dönüşecekti.

Zheng tanrılara şükretti. Hayatı sıkıcı olduğundan onlarca film izlemişti.
Bilim kurgu ve korku türü en sevdiği türlerdi. Filmin konusunu ve ana
karakterlerini bilmek yaşama şansını artırıyordu. Herkes bilirdi ki bir romanda
ya da film de ana karakterler asla ölmezdi.

Tam bu anda, Kapı tarafından bir ses geldi. “efendim, kovana girmeyi başardık.”

Bir başıyla evetledi, ve Zheng’in grubuna bakarak pufladı. Aniden dönüp kapı
yanındaki kiralıklara liderlik etmeye gitti.Kapı Bilgisayar kontrollüydü. İçerisi zifiri karanlıktı. Bir, kiralığın birini
seslendi. “JD”Adam okeyleyerek gece görüş gözlüklerini taktı. Bir bir an duraksadı, siyah
saçlıya dönüp “Zhang Jie (Jie)!” dedi.

Jie çöl kartalını çekip, içeri yürüdü. Zheng, siyah saçlının konuyu bildiğini
biliyordu. Resident Evil 1’de merkez bilgisayarının devrede olduğu sürece
burada güvendelerdi. Ama bilgisayar bir kez kapatıldığı an, bu yer zombi ve
avcı kaynayacaktı.

Jienin ışıkları yakması fazla uzun sürmedi. Tüm oda aydınlandı. Pencereden modern
bir şehrin görüntüsü gözüküyordu. Zheng’in içinde yaşamak isteyeceği bir hayat.

Kiralıklar ve herkes odayı geçti. Kadın bir kiralık “halon içeriği etrafa
yayılmış.” dedi.

Spence T virüsünü çaldığında, küçük bir şişe kırmıştı. Sonra tüm havalandırma sistemi,
virüsü Kovanın her tarafına dağıtmıştı. Herkes bundan etkilenmişti. Merkez bilgisayarı
bunu bulduğunda Kovanı kapatmış ve gaz püskürtmüştü. Laboratuvarda sadece zombiler
ve avcılar vardı. Görünüşe göre Resident Evil popüler bir filmdi. Zheng’in grubundaki herkes bunu görmüştü. Herkes pencereye bakarak etrafa bakıyordu. Şu an da korkmuyorlardı hala güvende olduklarını biliyorlardı.

Matt “yer altında çalışma işleri kolaylaştırıyor ama böyle manzara olduğunu düşününce” dedi aniden.Zheng biraz tereddüt etti ve elini uzatarak “Zheng Zha… ahh, sanırım güvenlik görevlisiyim.”Matt’in dosyası şirkette olmadığından elleri kelepçeli idi. Zoraki bir gülüşle etrafında
dönerek “kelepçeliyim, Sanırım böyle el sıkışamayız…ve Adımı da unuttum.”Zheng ona dostça bir gülümsedi. Matt filmde iyi biriydi. Ayrıca masum biriydi. Buraya
sadece kız kardeşini bakmaya gelmişti ve Alice’i filmin sonuna kadar korumaya
çalışıyordu. Filmin sonunda hayatta kalan biriydi.

Diğer tarafta Bir ve bir kaç kiralık asker asansör girişini açıyordu. Ama içerisi
zifiri karanlıktı. Aşağı bir Işıldak attılar ve asansörün en aşağıda olup, taşıma
tellerinin kopuk olduğunu gördüler.

“sanırım merdivenleri alacağız”

“Bir” herkese dönerek “Merdivenleri kullanarak aşağıya 10 dakika da inmeliyiz. Herkes
izlesin.”

Kiralıkların hepsi eğitimliydi. Alice de T virüsü vardı, Spence ve Matt’in kondisyonları
hiç de fena değildi, Jie 3 filmden sağ kalmıştı ve herhalde kendini geliştirmişti.

Geri kalan 6 kişiden, Zheng ofis çalışanı da olsa egzersiz yapmayı ve hafta da bir
salonda çalışmayı severdi. Ona göre, kadınları halletmeye bu yetiyordu.

Gözlüklü kız zayıf görünüyordu ve bir erkeğe göre bir kızın gücü az olmalıydı. Ama
Jie’nin tişörtünü kavrayacak kadar zeki idi. Yani Jie kendini taşımasında yardım ediyordu.
Bir an ona baktı ve önünde gitmeye devam etti.Tombul eleman yirmi sekizinde gözüküyordu. Ve nefes nefese kalmış ve hızı düşmeye başladı. 3 kişi daha vardı. Orta yaşlı  adam herhalde işçiydi. Hızlı koşmuyordu ama hızı
yeterli idi. Orta yaş da bir kadın Tombuldan çok daha kötü haldeydi. Nerdeyse adım adım gidiyordu. Son olarak da bir ergen. Yüzü sıradan ve bedeni güçlü gözükmüyordu. Ama tıpkı orta yaşlı adam gibi herkesi takipteydi.

Bir süre sonra Tombul elemanı ve orta yaşlı kadını göremedi. Zheng, Jie’nin yanına
giderken birden “ikisi gitti” diye ses duydu.

Zheng merakla “Neyin ikisi gitti?” dedi.

Jie alayla “Onlar işte! Sözlerimi şaka diye düşünmeyin. Burası gerçek dünya. Burada ölebilirsiniz. Belki hala bunu ciddiye almıyorsunuz ve bunu film bunlar düşünüyorsunuzdur, değil mi? Ondan 92 metre uzaklaşırsanız patlarsınız, Kurallardan birisi buydu. Ölecekler!”

Boom.

Jie lafını bitirir bitirmez, arkadan 2 patlama sesi geldi. Zheng’in grubu arkaya sersemlemiş
şekilde baktı, ama merdivenler harici orda başka şey yoktu.

 

Terror İnfinity 1-1                                                                          Terror İnfinity 2-1